Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Cinsel gelişim doğumdan ergenliğe

Magazin Editor

Magazin Habercisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
7,951
Web sitesi
www.magazin.biz.tr
Erkeklerin coğu, sevişme sırasında, daha eşleri doyuma ulaşmadan, hatta yeterince heyecanlanmadan, kendilerinin hızla orgazm oldukları durumları yaşamışlardır. Sevişmenin daha başlangıcında meydana gelen boyle bir erkek orgazmına, erken boşalma denir. Erkeklerin cinsel sorunları arasında en yaygın olanı budur. Bazılarında boşalma, penis daha dolyoluna girmeden bile olabilir. Coğundaysa, bir iki surtunmenin ardından hemen orgazm gelir. Teknik anlamda, cinsel birleşme gercekleşmiştir. Eğer erkeğin orgazmı, penis vajinanın icindeyken olmuşsa, erken boşalmaya rağmen kadın gebe kalacaktır.
Cinsel eylemin hangi aşamasında olursa olsun, boşalma erkeğe belli bir haz verir, zevkli bir gevşeme, rahatlama sağlar. Ama sevişme, heyecanlanma ve cinsel gerilim suresi ne kadar uzunsa, boşalma ve rahatlamayla gelen haz da o kadar buyuk olur. Dolayısıyla, erken boşalmanın getireceği fiziksel ve duyusal haz, uzun sureli bir sevişmenin ardından gene orgazmın vereceği hazdan daha az olacaktır. Bunun da otesinde, birşeyin daha başlamadan bitmesi anlamına gelen boyle bir durum, boşalmadan duyulan hazza mutlaka yetersizlik, başarısızlık ve kaygı duyguları karıştıracaktır. Eşini doyuramamış olmak da erkeğin bu başarısızlık ve kaygı duygularını şiddetlendirecektir.
E
Erken boşalma, genellikle, ilk cinsel deneylerini hep “aceleyle” yaşamış kişilerde gorulur. Bu deneylerin esas amacı, erkeğin cinsel geriliminin fazla gecikmeden giderilmesidir ve kadın da, eğer varsa, sadece bu amaca ulaşmak icin kullanılan bir arac durumundadır. İlk genclik yıllarında erkeklerin genelevlerdeki ilişkileri ya da genel olarak, hicbir mahremiyet koşulunun bulunmadığı durumlarda aceleyle tamamlanan cinsel birleşme deneyleri, erkeklerde erken boşalmayı bir alışkanlık haline getirebilir. Aynı şekilde, yakalanma korkusu icinde yapılan masturbasyon da, eğer cok sık denenen bir doyum yolu haline gelmişse, cinsel birleşme sırasında erken boşalmanın nedeni olabilir. Erkek yaşantısında cok sık gorulen butun bu deneylerin ortak yanı, yakalanma korkusundan veya herhangi bir başka nedenden oturu orgazmını aceleye getirmesidir. Cinsel arzunun ilk uyanışıyla boşalma arasındaki sure, kadın erkek arasındaki bedensel ve ruhsal temasın verdiği haz duygusuyla değil, gerginlik, kaygı ve sabırsızlıkla doludur. Erkek bu sureyi kısaltmaya calışmaktadır; oyle ki, bunun yarattığı koşullanma, onun en kucuk uyarılara karşı aşırı olcude duyarlılaşmasına neden olduğu icin, daha sonra kadınlarla girişeceği cinsel birleşme deneylerinde de erken boşalma kacınılmaz olacaktır. Erken boşalmadan yakınan erkeklerin coğu, merkezi sinir sistemleri aşırı olcude duyarlı kişilerdir. Bu durum, cocukluklarında sık sık yataklarını ıslatmalarına neden olmuştur; bundan oturu cezayla ya da alayla karşılaşmaları, onları ergenlik cağına doğru daha da duyarlı ve kaygılı kişilere donuşturmuştur. İngiltere ve Amerika’da kliniklerde yapılan gozlemler, erken boşalma sorunundan yakınan erkeklerin genellikle cevrelerinden kopuk kişiler olduğunu ortaya koymuştur. Bu kopukluk ya cok urkek ve ezik bir kişilikte ya da aşırı olcude saldırgan ve iddialı davranışlarda kendini belli etmektedir. Bu tur kişiler, başkalarının kendileri hakkındaki duşunce ve yargılarına hastalık derecesine varan bir onem vermekte ve bu yuzden insanlara karşı surekli tetikte durmakta, kimseye guvenmemektedir. Coğu zaman ilk cinsel deneylerini buyuk bir gizlilik icinde yurutmuşlerdir. Cunku cevrenin kendilerini ayıplamasından korkmaktadırlar. Kadınlarla ilk ilişkilerinde de, ozellikle fazla değer vermedikleri, bağlanmayacakları kadınları secmişler ve gercek doyuma ulaşmaktan cok erkeklik guclerini kanıtlamayı amaclamışlardır. Daha sonraları, uzun sureli bir ilişkiye girdiklerinde de, erken boşalmanın ve doyumsuzluğun ilk belirtileriyle karşılaşmışlardır.
Kuşkusuz, bu turden komplekslerden uzak, rahat kişiler de erken boşalma sorunuyla karşılaşabilir. Sırf başka bir eş bulamamaktan oturu edinilen bir genelev alışkanlığı, oldukca sık gorulen bir nedendir. Erkek cinselliği ile kadın cinselliği arasındaki fark da bir etken olabilir: erkekler gorsel uyarılardan şiddetle etkilenirler, eşlerinin cıplak bir goruntusu onlara ilk heyecanı vermeye yeter, bundan sonra gelen bir fiziksel temas, bir surtunme, onları kolayca orgazma goturebilir. Oysa kadınların heyecanı, coğu zaman ancak dokunsal uyarıların, bedensel temasın belli bir aşamasında başlar; ve orgazma ulaşmaları icin de oldukca uzun bir sure gerekir. Erkeklerin coğu, kucukluklerinde cişlerini tutmayı oğrendikleri gibi, yetişkinliklerinde de orgazmlarını geciktirmeyi oğrenirler, ama aşırı heyecanlı, duyarlı ya da dupeduz bilgisiz olanlar bunu başaramayabilir ya da gerek duymayabilirler. Eğer cok koklu psikolojik nedenlerden kaynaklanmıyorsa, erken boşalma basit cinsel terapi teknikleriyle giderilebilecek bir sorundur. Bu sorunla karşılaşmış coğu erkek, dikkatlerini başka bir şeye cevirerek, orneğin işlerini duşunerek ya da birden yuze kadar sayarak boşalmayı geciktirmeye calışırlar. Ama bu , cok etkin bir cozum değildir; hatta erkekteki kaygıyı arttıracağı icin tam ters sonuc verdiği de olur. Dahada onemlisi, bu yontem, erkeğin kendini butun varlığıyla cinsel coşkuya teslim etmesini onler; oysa gercek doyumun temel şartı da budur. Bir başka denenmiş yol da, erkeğin kadına hic acele etmeden, yumuşakca girmesi ve bir sure hareket etmeden bu durumda kadının uzerinde yatmasıdır. Bu durumda penis, vajina icinde hic hareketsiz dururken, erkek karnını kadının klitoris bolgesine ağır ağır ama bastırarak surtebilir. Bu kendi boşalmasını geciktirirken, kadının orgazmını hızlandıracaktır. Bu tur teknikler, boşalmayı geciktirmekle birlikte, erkeğin kendini unutmasını onledikleri ve hep kontrollu davranmasını gerektirdikleri icin, cinsel birleşmeden alınan zevki azaltırlar. Bunların hepsinde, erkek, doyurucu bir cinselliğin ana koşulu olan kadınla iletişim ve butunleşme yerine kendi hareketlerini aşırı olcude kontrol edecek, kendisiyle başbaşa kalacaktır. Buna karşılık, kadın eşin de cinsel terapide aktif bir rol alması, terapiyi de sevişmenin bir parcası haline getireceği icin alınan sonuclar daha başarılı olmaktadır. Masters ve Johnson tarafından geliştirilen ve iki eş arasında uygulanan bir yontem şudur: herşeyden once kadınla erkek mutlaka orgazma ulaşma duşuncesini bir yana atarlar. Kadın yatakta sırtını bir yastığa dayayarak oturur. Erkek, başı kadının goğsune yaslanacak şekilde, kadının bacakları arasına uzanır ve bacaklarını acar. Bundan sonra kadın, dikleşene kadar erkeğin penisiyle oynar. Erkek, boşalmanın yaklaştığını hissettiği an kadına işaret eder. Bunun uzerine kadın, penisin başını kuvvetlice sıkar; bu sıkma dort saniye kadar devam etmelidir. Bu, boşalma durtusunun zayıflamasına neden olacaktır. Otuz saniye kadar sonra kadın yine eliyle eşinin penisini uyarmaya başlar. Erkek boşalmak uzere olduğunu haber verince kadın yine sıkma yontemini uygular. Bu, erkek boşalana kadar 10-15 kez uygulanmalıdır. Erkeğin bundan once orgazma ulaşmasında bir sakınca yoktur. Cift, bu yontemle, orgazm olmadan uyarılma suresini uzattıktan sonra, sıra penisin dolyoluna girişine gelir. Bunun icin 7-15 gunluk bir “sıkma” uygulamasının gecmesi gerekir. Artık kadınla erkek cinsel birleşmeye gecebileceklerdir. Bu, erkeğin sırtustu yatması ve kadının uste cıkarak penisi icine alması şeklinde olur. Ama bu noktada hicbir zorlama ve surtmenin olmaması onemlidir, cunku amac erkeğin dolyoluna girme duygusuna yavaş yavaş alışmasıdır. Boşalmanın yaklaştığını anlayınca kadına işaret edecek ve o da govdesini erkeğin ustunden biraz kaldırarak yine sıkma hareketine gececektir. Boyle birkac uygulamadan sonra penisin dolyolu icine hareket ettirilmesi ve surtme aşamasına gecilebilir. Masters ve Johnson, on yıllık araştırma donemi icinde, bu yontemi uygulayan 186 hastadan 182′sinin olumlu sonuc aldığını bildirmektedir.