Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Sucluluk Duygusu

Magazin Editor

Magazin Habercisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
7,951
Web sitesi
www.magazin.biz.tr
Bazen de başarılı ve doyurucu bir cinsel yaşamın onune dikilen engel, aşırı bir utangaclıktır. Cinsel konularda rahat olmayan aşırı sıkılgan kişiler heyecanlarını kontrol altında tuttukları icin gercek doyuma da ulaşamazlar. Eşlerden ikisinin de buyuk bir sıkıntıyla sabahı bekledikleri, başarısız gerdek geceleri, cinselliğin baskı altında tutulduğu butun toplumlarda cok sık rastlanan bir durumdur. Coğu zaman bu cinsel işlevsizliğin kokeninde bu sucluluk duygusu yatar. Kadın ya da erkek, gerek hayali, gerekse gercek butun cinsel eylemlerinde derin bir sucluluk kompleksinin etkisi altındadırlar ve bu yuzden, orgazma ulaşsalar bile gercek bir ruhsal ve bedensel bir doyumdan uzak kalmaktadırlar. Bunun nedenleri kişinin cocukluk deneylerinde aranmalıdır. Bazı cocuklar, hic bir bedensel temasın hoşgorulmediği bir atmosfer icinde yetiştirilmiştir. Anneler ya da babalar, kendi ic yasak ve koşullanmalarından oturu, cocuklarını yeteri kadar sevip okşamaktan kacınmışlardır; bu da cocukta fiziksel temasa karşı bir urkeklik yaratmıştır. Bu tur anne ve babalar, coğu zaman, cocuğun cinsel organıyla oynamasına da izin vermemişler, onu masturbasyon yaparken yakaladıklarında hakaret etmişler, cezalandırmışlardır. Bunun, cocukta cinsellikle “gunah” duşuncesinin birleşmesine yol acması kacınılmazdır.
Sucluluk duygusu bilincli bir duygu da olabilir, bilincsiz de. İnsanların onemli bir bolumunde bilincli bir gunah duşuncesi değilse bile, bulanık ve kişinin, kendisinin farkında olmadığı bir utanc duygusu cinsel yaşamı etkisi altında tutar. Gunumuzde bile cocuklara cinsel organ ve duygularının birer suc unsuru olduğu duşuncesi yerleştirilmektedir. Bu bilincli olarak oğretilmese bile, aileler ve yakın cevreler gunluk davranışlarıyla bu duyguyu cocuğa aşılamaktadır. Cinsel bolgeler ortulmekte, cinsel konular suskunlukla geciştirilmektedir. Nitekim, soğukluk ve iktidarsızlık gibi sorunların, cinsel konularda rahat, bol cinsel cağrışımlı konuşmalardan cekinmeyen ve yemek yeme, oturma ve yatma eylemlerini tek bir oda icinde yuruten koy toplumlarından cok, cinsel bakımdan kapalı ve cinsel eylemin herkesin gozunden uzak ayrı “yatak odalarında” surdurulduğu kent topluluklarında daha sık gorulduğu bilinmektedir. Bu tur toplumsal nedenlerin yanısıra, cinsel organlarla dışkı organları arasındaki yakınlık da cinsellik ile kirlilik arasında guclu bir bağın kurulmasına yardım etmektedir. Boylece bir yandan sucluluk, kirlilik ve cinsellik, obur yandan “iffetlilik”, temizlik ve hatta cinsiyetsizlik, cinsel yonden baskı altındaki kişinin zihninde birbirine karşıt ilkeler olarak ortaya cıkmaktadır.
Sucluluk duygusu, kişiyi, oral veya anal seks gibi cinselliğin sadece belirli bicim ve yonlerinden uzak tutabileceği gibi, genel bir soğukluk, isteksizlik veya iktidarsızlık da yaratabilir. Kimi zaman da, sucluluk ve kirlilik duşuncelerinin arasından gecerek cinsel hazza ulaşmayı başarabilmiş kişilerde biraz farklı bir saplantı belirir: yaşamlarında cinsellikle “kotuluğun” ozdeştirilmesini yaşamış boyle kişiler, sadece “gunahkar bir atmosferde” seks yapmaktan hoşlanır olurlar. Ancak ağrılı, sancılı veya yasak bir ilişki kendilerine zevk verebilir. Bununla birlikte, kişinin eşiyle mutlu olmasının boyle bir ilişkiye bağlı olduğu ve iki taraf da onayladığı surece, cocuklarla cinsel ilişki gibi toplumca suc sayılan davranışları icermemesi koşuluyla boyle bir ilişkiyi bir cinsel sapma saymak yanlış olur.