Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Maymun ve Timsah

OPeNcil

Member
Katılım
7 Kas 2019
Mesajlar
109
[FONT=&quot]Bir zamanlar ortasından büyük bir nehir akan bir orman varmış. Bu nehirde ihtiyar bir timsah yaşarmış. Bu timsah güçsüz ve dermansız olduğundan artık avlanamıyormuş. Bir gün karnı çok acıkmış, kendi kendine düşünmüş: -Karaya çıkmak ve avlanmak çok zor oldu, en iyisi nehirdeki balıkları yakalamak. Karnım çok acıktı. Balıkları tam yakalayacağı sırada balıklar elinden kurtuluyorlarmış. Yorgunluktan bitap düşen timsah nehir kıyısındaki bir ağacın altında dinlenmeye karar vermiş. Ağacın dalındaysa meyve yiyen bir maymun varmış. Timsah maymunu görmüş ve ona şöyle sormuş: -Sevgili maymun, ne yiyorsun orada? Yediğin şeyden bana da biraz verir misin çünkü karnım çok aç. -Bunlar meyvedir. Çok lezzetlidir. Al bakalım, tadına bak. -Evet, gerçekten çok güzel. Teşekkür ederim. Karnım çok acıkmıştı. Sen bana yardım ettin. Çok iyi kalplisin. Senin gibi bir arkadaşa sahip olsaydım gece gündüz dua ederdim. -Olur tabiî ki neden olmasın? Artık arkadaş sayılırız. Ben bu ağaçta yaşıyorum, karnın ne zaman acıkırsa bana gelebilirsin. Bulduğum en güzel meyveleri sana veririm. Timsah bundan sonra her gün o ağacın altına gelmiş. Maymun ona meyveler vermeye başlamış. Beraber çok eğleniyorlarmış. Zamanla çok iyi birer arkadaş olmuşlar. Timsah bazen ağacın altına gelirmiş ve beraber oyunlar oynarlarmış. Bazense maymun timsahın sırtına binermiş ve nehirde gezerlermiş. -Beni dinle arkadaşım. Ben karıma da o güzel meyvelerden götürmek istiyorum. Acaba bana biraz daha meyve verebilir misin? Lütfen, onları yuvama götüreceğim.[/FONT]
[FONT=&quot]-Tabi ki hemen toplayayım. Maymun sevinç içinde meyve toplamış ve hepsini timsaha vermiş. Timsahta bütün meyveleri karısına götürmüş. Timsahın karısı nehrin öbür kıyısındaki yuvada yaşıyormuş: -Hayatım! Bak, sana ne getirdim… Lezzetli meyveler. Bunları sana arkadaşım maymun gönderdi. -Yaa demek öyle. Bu meyveler çok lezzetli. Ama sevgili kocacığım ne zamana kadar meyve yiyeceksin? Bir düşünsene, bu meyveler o kadar lezzetliyse ve o maymun bunları her gün yiyorsa düşünsene kocacığım, kim bilir kendisi ne kadar lezzetlidir… -Evet, o çok iyi bir arkadaş. Bu meyveleri hem kendisi yiyor hem de bana veriyor. -Ben başka şey düşünüyordum. Acaba maymunun kalbi ne kadar lezzetli, o kadar zamandır et yemiyorum ki tadını unutmuşum. Bana onun kalbini getirebilir misin? Bunu duyan timsah kara kara düşünmeye başlamış ve karısına şöyle demiş: -İyide nasıl öyle bir şey yaparım? O maymun benim arkadaşım. Onun güvenine ihanet edemem. Sana onun kalbini getirirsem maymun ölmüş demektir. Oysa ben açken benim karnımı doyurdu. Ama şimdi sen onu öldürmemi istiyorsun benden. -Ben bahane duymak istemiyorum. Ben sadece o maymunun kalbini istiyorum. Git ve getir onu bana. Yoksa kendimi öldürürüm. Karısının bu sözlerini duyan zavallı timsah çaresiz kalmış. Üzülerek maymunun yanına gitmiş. Onu kendisiyle birlikte eve dönmeye ikna etmek istiyormuş: -Sevgili maymun, karım yolladığın o meyvelerden çok mutlu oldu. O yüzden seni öğle yemeğine davet ediyor. Hadi gel, evime gidelim. Bizimle beraber yemek ye.[/FONT]
[FONT=&quot]-Karın çok kibarmış. Gidelim. Maymun timsahla birlikte gitmeyi kabul etmiş ve beraber yola çıkmışlar. Neşe içinde ilerliyorlarmış. Maymun kısa bir süre sonra arkadaşına sormuş: -Sevgili dostum, söylesene karın bize ne yemek yapacak? -Sen muz seviyorsun değil mi? Taptaze bir muzlu pasta ve yanına mis gibi kurabiyeler yapacak. Hepsi senin için. -Ne kadar güzel. Bugün güzel bir ziyafet çekeceğiz desene. Daha şimdiden ağzımın suyu akmaya başladı bile. Arkadaşının bu mutluluğunu gören timsah karısının niyetini ona söyleyip söylememeyi düşünmeye başlamış. “Zavallı maymun. Lezzetli bir ziyafet hayali kuruyor ama karımın öğlen yemeği niyetine kendisinin kalbini yiyeceğinden haberi yok. Ne yapsam acaba? En iyisi ona doğruyu söylemek.” -Sevgili maymun, sana bir şey söylemem gerekiyor. Karım öğlen yemeğinde senin kalbini yemek istiyor. Bunun için beni affet. Eğer karım senin kalbini yiyemezse ne yazık ki ölecek. Maymun timsahın bu sözlerini duyar duymaz aklına bir fikir gelmiş. Çünkü bu maymun çok akıllıymış. -Anladım, olur tabi, neden olmasın? Sevgili dostum niye daha söylemedin bunu bana? Biz maymunlar kalplerimizi ağacın üstünde saklarız, bu yüzden kalbimi almak için ağaca geri dönmemiz gerek. Beni ağaca geri götür lütfen. -Ne kadar aptalım değil mi? Şimdi bütün yolu geri dönmemiz gerekiyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Neyse, hemen geri dönelim ve kalbini ağaçtan alalım. Eve elimiz boş dönersek karım benim kalbimi yer seninkinin yerine. Timsah maymunu ağaca geri götürmüş. Maymun ağacın yanına gelir gelmez timsahın sırtından atladığı gibi ağacın tepesine tırmanmış. Oradan timsaha seslenmiş: -Seni aptal timsah. Hiç kalbin başka yerdeyken hayatta kalabilir misin? Ben sana bir arkadaş olarak yardım ettim, sana bir sürü yiyecek verdim ama sen karşılığında bana bunu yapacaktın. Sen bir hainsin. Artık ne benim kalbimi nede o lezzetli meyveleri yiyebilirsin. Git buradan. Maymun aklını ve zekâsını kullanıp hayatını kurtarmış. Timsahsa aptallığından ötürü hem lezzetli meyveleri hem de iyi bir arkadaşını kaybetmiş. -Söyleyin çocuklar, bu masalı beğendiniz mi? Bu masalın ana fikrini bana söyleyebilir misiniz? -Ben, bilemiyorum… -Bende bilemiyorum… -Peki, öyle olsun. Bu masalın ana fikri şu: tehlike ve düşmanlıkla karşılaşırsak korkmamamız gerekir. Onun yerine tıpkı bu maymun gibi akıllıca davranmalıyız. Ve hiçbir şartta birinin güvenine ihanet etmemeliyiz. Yoksa tıpkı bu timsah gibi her şeyimizi kaybedebiliriz.[/FONT]



[FONT=&quot][/FONT]