Hoş Geldin, Ziyaretçi!

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Bir İhtimal Daha Var, O da Olmek mi Dersin?: Avengers: Endgame Film Eleştirisi

Magazin Editor

Magazin Habercisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
7,951
Web sitesi
www.magazin.biz.tr
Dikkat: Bu film eleştirisi, "Avengers: Infinity War" ve "Avengers: Endgame"i izlememiş olanlar icin ipucları (spoiler) iceriyor olabilir.
22 uzun metrajlı sinema filmine ek olarak 3 adet de televizyon dizisiyle gorkemi ve populer kulturdeki etkisi tartışılamayacak olan ve Avengers: Endgame’le bir devrin sonuna gelen Marvel Sinematik Evreni, 2008’deki ilk Iron Man filminden bu yana, bir nesille birlikte buyudu. Bir sonraki filmle ilgili ipucları taşıyan “jenerik sonrası sahneleri”, unutulmaz Stan Lee “cameo”ları, ilmek ilmek işlenen hikayeleriyle neredeyse her bir Marvel kahramanına ozel cekilen solo filmleri derken Avengers: Endgame, uzun bir yolculuğun son durağında guzel bir veda gercekleştirdi denebilir.
İyi eleştiriler alan Marvel filmlerinden olan “Kaptan Amerika: Kış Askeri – Captain America: The Winter Soldier”, “Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı – Captain America Civil War ” ve serinin Endgame’den onceki filmi “Avengers: Sonsuzluk Savaşı – Avengers: Infinity War”ın da yonetmen koltuğunda oturan Anthony ve Joe Russo kardeşlerin yonettiği Avengers: Endgame, vizyona girdiği ilk gunden itibaren gişeyi sallayacağının sinyallerini vermişti. Tum dunyada Box Office verilerini tavan yaptıran, ilk gun skoruyla “Tum zamanların gişede en iyi acılış yapan filmi” unvanını elde eden, ayrıca “Tum zamanların en cok hasılat yapan filmi” rekorunu elinde bulunduran James Cameron imzalı “Avatar”dan sonra ikinci sırada kendisine yer bulan “Avengers: Endgame” tam anlamıyla, başarıyla kurgulanan bu evrene ve bu evrenin kahramanlarına saygı duruşu niteliğinde bir film olmuş.
Iron Man, Hulk, Captain America, Thor, Spider Man gibi, Stan Lee ve Jack Kirby tarafından yaratılmış ve Sinematik Evren’den once de tanınırlığı olan cizgi roman karakterlerinin yanı sıra; Black Panther, Nebula, Star Lord, Groot, Hawkeye, Black Widow, Thanos ve daha bircok kahramanı da daha yakından tanımamıza olanak sunan bu evrenin başarısı, sanırız ki, Endgame’de iplerin koptuğu savaş sahnesinde tuylerimizin diken diken olmasıyla acıklanabilir. İyilerin kazanmasını fanatik olarak dilediğimiz super kahraman filmlerinin aksine, kimi zaman anti kahraman olan Thanos’la bile empati yapabilmemizi sağlayan ve evrenin yarısının toza donduğu Avengers: Infinity War’un ardılı olan Avengers: Endgame, sevdiğimiz karakterlerin kayıplarını da anlamlandırabildiğimiz bir “son oyun” oldu.
Başarılı bir evren yaratılmış olması bir yanda dursun, Avengers: Endgame iyi bir Marvel filmi olarak akıllarda kalacak ve kendisini keyifle izlettirebilen bir film olmuş. Filmde yer alan ‘Geleceğe Donuş’ ve ‘Buyuk Lebowski’ gibi kult filmlere dair, mizah yonu ağır basan gondermeler de filme farklı bir tat katmış ve boylelikle film, yalnızca Y kuşağına değil X kuşağına da goz kırpmış. Filmin ilk yarısında, Thanos’un yarattığı yıkımdan 5 sene sonrasında kahramanlarımızın bir kısmı hayatına devam ederken; bir kısmı hala evren icin yapabilecekleri bir şeyler olduğuna inanıyor. Ant-Man’in kozmik bir cukurdan cıkıp gelerek geriye kalan ekibe sunduğu cılgınca gorunen “soygun” fikri, bir şeyleri tetikliyor: Umut tukenmemiş olabilir, belki bugun değil ama gecmişte!
Endgame’in bir başka iyi ozelliği, her bir karakterin hikayesine başarıyla değinen bir film olması. Mark Ruffalo’nun senelerdir başarıyla canlandırdığı Bruce Banner, bu filmde bir parcası olan Hulk’ı artık benimsemiş ve bu haliyle oldukca mutlu gorunuyor. Tony Stark, bir aile kurmuş ve kendisini “3000 kere seven” tatlı bir kızı olmuş. Clint Barton, Infinity War’da kaybettiği ailesinden sonra buyuk bir değişime uğramış ve soğukkanlı bir suikastcıya donuşmuş. Fakat kayıpların uzak bir ihtimal de olsa geri dondurulebileceği fikri, tum Avengers ekibini bir amacları olduğuna tekrar inandırıyor ve filmin bir yandan da alışkın olduğumuz tarzda bir Avengers filmi olduğu boylece anlaşılıyor. Filmin gecmişe donuş sekanslarında, serinin diğer filmlerinden aşina olduğumuz sahneleri bizim gozumuzden izleyen super kahramanlar fikrini serinin son filmine yerleştirmekse oldukca anlamlı olmuş.
Filme dair olumsuz bir eleştiri getirmek gerekirse, filmin “kotu” karakteri olan Thanos’u olduğundan fazla guclu konumlandırmış olması: Mesela bir uzay gemisini bile kolaylıkla darmaduman edecek guce sahip olan Captain Marvel’a bile kolaylıkla kafa tutabilen bir Thanos, bizce filmin inandırıcılığını zorlar nitelikte. Savaşı etkileyici kılabilecek bir başka etmenin, yenilmesi guc bir anti kahraman olacağı gerceği ve bu uğurda kahramanca hayatını adayabilecek kahramanların varlığı, super kahraman filmlerinden alışkın olduğumuz bir durum olsa da, Endgame’in anti kahramanı Thanos’un gucu - onceki yuzleşme sahnelerinde de bize gosterildiği gibi - esasında eldiveni olmadan sınanabilir nitelikteydi.
Buna rağmen, Marvel hayranlarının cokca tatmin olacağı, super kahraman filmlerini sevenlerin ve filmi yalnızca “Bakalım neymiş bunca abartılan?” diyerek meraktan izleyen sinefillerinse keyifle vakit gecirebileceği bir “Kazan/Kazan” filmi olan Endgame’in başarısı, bizce tesaduf değil. Gecen sene hayatını kaybeden, Marvel evreninin yaratıcısı Stan Lee’nin son cameo’sunu “Savaşma, seviş!” repliğiyle akıllara kazıyacak olan Avengers: Endgame’den sonra yaşanacakların bir kısmını Spider-Man: Far From Home’da izleyeceğiz gibi dursa da Endgame, senelerdir alışkın olduğumuz ekibin bir arada yer alacağı son filmdi.
Dolayısıyla, vizyonda yer alan her filmin sinemaya bir katkı sağlaması gerektiği fikrinden kurtularak izlersek keyifle vakit gecirebileceğimiz bir Marvel filmiyle karşı karşıyayız. Belki paralel bir evrendeki Marvel Sinematik Evreni’nde, bir arkadaşımızı kaybettik gibi uzulduğumuz Avengers uyelerinin bir kısmı da hayattadır. Kim bilir?

7.5/10
Livaze Gul Erişti